TORUNUMUN ZOR SORULARI...
-Büyükbaba,
sen nerede doğdun? İsrael’de mi, Türkiye’de mi?
-Ben
Türkiye’de doğdum yavrum. Ankara’da. Ağabeyim İsrael’de doğdu.
-İsrael’e
geleli kaç sene oldu?
-Eh, 5
buçuk sene filan…
-Eskiden
Türkiye’yi çok severdin. Hala eskisi kadar hayran mısın?
-Evet.
-Eee, o zaman
neden yazılarında Türkiye’yi eleştiriyorsun?
-Seni ne
kadar çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?
-Evet,
canım büyükbabam.
-Ama dün
akşam eve geç geldiğin için sana kızdım ve söylendim değil mi?
-Eve
büyükbaba.
-Şimdi bu
seni sevmediğim anlamına mı geliyor?
-Anladım,
sen Türkiye’yi yine çok seviyorsun, ama beğenmediğin taraflarını da
eleştiriyorsun.
-Evet
yavrum.
-Peki
Türk Yahudileri artık seni sevmiyorlar mı?
-Haydaaaa,
nereden çıktı şimdi bu, onlar benim kardeşlerim, arkadaşlarım…
-Ama
zaman zaman, nasıl derler, sana bir güzel giydiriyorlar…
-Bildiklerimi
paylaşıyorum, anlatıyorum, ama her halde beceremiyorum, onlar da beni
eleştiriyorlar. Üstelik de yardım etmek istiyorum ama…
-Peki
bana da anlatsana…
-Anlatayım.
-Basit
anlat ki anlıyayım. Bir de çabuk ol, dersim var.
-Tamam.
Şimdi şöyle başlıyayım. Bundan çok zaman evvel İspanya’da çok Yahudiler
yaşarmış. O zamanın İspanya kralı ve kraliçesi Yahudileri ülkelerinden
kovmuşlar. Hatta Yahudiler’e çok kötülükler yapmışlar. Osmanlı sultanı büyük
bir iyilikte bulunmuş ve onları ülkesine kabul etmiş
-Peki,
Yahudiler bu yeni ülkelerinde rahat etmişler mi?
-Evet
etmişler.
-Eeee,
sonra ne oldu?
-Bak
şöyle düşün yavrum. Uzuuuun zaman bir evde kiracı olarak oturuyorsun. Mal
sahibi sana iyi davranıyor, sende kiranı zamanında ödüyorsun, asla eve zarar
vermiyorsun, hatta o evi icabında korumak için ne lazımsa yapıyorsun. Her şey
yolunda yani. Derken bir gün mal sahibi ölüyor. Mirasçılar kiracılara farklı davranmaya
başlıyorlar.
-Nasıl
yani?
-Zaman
zaman evlere saldırıp yağmalıyorlar. Sonra aniden hava parası diye bir vergi icat
edip kiracıların bütün paralarını alıyorlar. Veremeyenleri bodruma
hapsediyorlar. Hatta bir sürü insan da ölüyor… Hatta çok başka kötülükler de
yaptılar.
-Olur mu
öyle şey?
-Ne yazık
ki oldu be yavrum.
-Peki
niye yaptılar büyükbaba?
-Çünkü
yeni ev sahipleri bu evde Müslüman olmayanları istemiyorlardı.
-Eeee,
Yahudiler ne yaptı?
-Büyük
kısmı yeni Yahudi devleti olan İsrael’e göç etti.
-Kalanlar?
-Kalanlar
için hayat devam etti. Son yıllara kadar Yahudiler çok rahatsız edilmediler.
-Şimdi
durum ne?
-Walla,
Türkiye çok zorda. Hem içte, hem dışta savaş var. Ekonomisi de pek parlak
değil. İnsanlar para kazanamıyorlar. Çocuklarına eğitim veremiyorlar. Kanunlar
işlemiyor. Çocuklara, kadınlara çok kötülükler yapıyorlar. Üstelik orada
Yahudileri artık sevmiyorlar.
-Sen onun
için mi aliyah yaptın?
-Evet.
-Peki,
niye Amerika ya da Kanada’ya gitmedin?
-Evlat
sana bir şey sorayım, bak bakayım pencereden, ne görüyorsun?
-Plaj ve
bir sürü insan.
-Aferin,
bunların hepsi Yahudi değil mi?
-Evet,
elbette büyükbaba.
-Bunu sen
dünyanın başka neresinde görebilirsin?
-Hiçbir
yerde. Yalnız İsrael’de…
-Gördün
mü ya, anladın mı şimdi?
-O zaman
orada kalanlara da böyle basit anlatsana, onlar da gelsinler…
-O iş o kadar
kolay değil. Zaten anlatmakla olmuyor.
-Niye?
-Akvaryumda
doğmuş bir balığa okyanusu anlatabilir misin?
-…
-Anlatamazsın
yavrum. Görmesi, yaşaması gerek.
-Büyükbaba,
okyanus dediğin İSRAEL oluyor değil mi?
-Evet
yavrum. İSRAEL biz Yahudiler’in okyanusudur.
-Baruh
HaŞem büyükbaba.
-Baruh
HaŞem evlat…
Torunumla
biraz sohbet ettik de…
Sevgiyle
kalın, hoşça kalın…
Görüşmek
üzere…
Aaron
Baruch (Ankaralı)